Kırkpınar’ın Siyahi Başpehlivanı: Arap Mustafa

“Atlantik Köle Ticareti”nden farkları olsa da, Osmanlı İmparatorluğu’nda da kölecilik faaliyetleri görülmekteydi. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte resmen kaldırılmış olan köleciliğin, “evlatlık” adı altında 1960’lara kadar sürdüğü bilinmektedir. 

Batı dünyasının uygulamalarından farklı olarak, azad etme geleneğinin uygulanıyor olması; köle olarak yurdumuza gelen bu insanların yaklaşık on yıl içinde sosyal hayata karışarak kendi hayatlarını kurmalarına olanak sağlıyordu. 

Bugün o insanların torunları, Anadolu’nun birer parçası haline gelmiş durumdalar. Kendilerini Afrotürk olarak tanımlayan bu insanların, bir çok alanda ülkemiz tarihine iz bırakmış pek çok temsilcisi bulunmakta.

Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin ilk siyahi Başpehlivanı olan Mustafa Yıldız da bu isimlerden yalnızca biri…

Akhisarlı Arap Mustafa

Arap Mustafa lakabıyla tanınan Mustafa Yıldız, 1943 yılında daha önce Arabistan’dan gelen atalarının yerleştiği; Akhisar’ın Sazoba Köyü’nde doğdu.

Yaşıtlarına göre oldukça kuvvetli olan Yıldız, gençliğinin ilk yıllarında güreş sporuyla ilgilenmeye başladı ve aldığı başarılı sonuçlar sonrası rızkını köydaşları gibi toprakta değil, er meydanında aramaya karar verdi. Bir süre sonra gözünü Kırkpınar’a diken genç güreşçi, 19 yaşındayken Kırkpınar Meydanı’na çıktı ve aynı yıl (1962) Deste Orta Boy kategorisinde birinci geldi. 

1967 yılından itibaren Başpehlivanlık unvanı için yarışmaya başlayan Yıldız, ilk yılında Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin en centilmen güreşçisi seçildi.

1969 yılında gelen altıncılıktan bir sene sonra hakemlerin güreş sırasında aleyhinde verdiği karara yaptığı itirazı biraz abartınca Kırkpınar’a ebedi girmeme cezası aldı.

Kırkpınar'a Çıktığı İlk Yıllarda Mustafa Yıldız

1972 Kırkpınar

Daha sonraki yıl cezası kaldırılan ve 1972 yılında tekrar Kırkpınar Meydanı’na girmesine izin verilen Yıldız, eskisinden daha da güçlü dönerek rakiplerini bir bir devirdi ve tahminlerin ötesine geçerek finale çıkmayı başardı.

Finaldeki rakibi önceki yılların başaltı şampiyonlarından Turgut Kılıç’tı.  Başpehlivanlık için yarıştığı ilk yılda erkenden elenen Kılıç, ikinci yılında finale çıkmayı başararak büyük bir sürprize imza atmıştı.

YEŞİLÇAM’DA BİR PEHLİVAN

Mustafa Yıldız, 1969 yapımı “Tarkan: Mars’ın Kılıcı” filminde gladyatör olarak Tarkan’a karşı mücadele verdi. Kaynak: Ay Yapım Youtube

Çetin geçmesi düşünülen final müsabakası yalnızca 34 dakika sürdü. Mustafa Yıldız, Turgut Kılıç’ı tel örgülerin üzerinden fırlatıp atarak müsabakayı kazandı ve Başpehlivan oldu.

Bu sonuçla birlikte, Kırkpınar’da Başpehlivanlık kazanan ilk siyahi güreşçi olma unvanını da almış oldu.

Kaynak: Milliyet

Sonraki Yıllar

Akhisarlı Başpehlivan, her Kırkpınar şampiyonu gibi diğer şehirlerde düzenlenen yağlı güreş şenliklerinde büyük bir ilgiyle karşılanmaya başlandı. Buralarda kazandığı birinciliklerle ününe ün katan Mustafa Yıldız, 1975 yılında Edirne Belediyesi ile pehlivanlar arasında yaşanan anlaşmazlık sonucunda Kırkpınar’dan üç sene uzaklaştırma cezası aldı.

Ancak daha sonra affedilen Yıldız, 1976 yılında bir kez daha finale çıktı. Aydın Demir’le karşılaştığı final müsabakası sırasında kolunun sakatlanması üzerine karşılaşmadan çekilerek ikinciliğe razı oldu.

 

1978 yılında beşinci olarak iddialı konumunu koruyan başarılı güreşçi, aynı yıl bir arkadaşıyla girdiği münakaşanın kavgaya dönüşmesi sonucu beş kez karnından bıçaklandı. Hastaneye kaldırılan ve durumu oldukça kritik olan Yıldız, yaşamasına dair umutların azlığına rağmen hayatta kalmayı başardı. Artık güreş kariyerine son vermesi beklense de o iyileştikten sonra güreşmeye devam etti.

1964 yılında vizyona giren "Topkapı" filmininde Kırkpınar Güreşleri'nin geçtiği bir sahne ve kameralara yansıyan Mustafa Yıldız
1970 yılında Bursa'da Saime Hanım'la tanışıp evlenen Yıldız'ın 3 tane de kız çocuğu oldu. Evlendikleri günden itibaren Mustafa Yıldız'ın en büyük destekçisi durumundaki Saime Hanım, kazanılan başarılarının gizli kahramanı oldu.
i

1981 Kırkpınar

Her ne kadar  güreşmeye yeniden başlasa da eski günlerine dönmesinin zor olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de az değildi. Ancak Başpehlivan, 1981 yılında yeniden Kırkpınar’da finale çıkmayı başararak çevresindeki herkesi şaşırttı. O günleri daha sonra, “Yakınlarım ve köylülerim bana inanmadı…” diye anlatacaktı.

Finaldeki rakibi, daha önce üçü üst üste olmak üzere toplam dört kez Başpehlivan olmayı başarmış Aydın Demir’di. Oldukça zorlu geçen final müsabakası 1 saat 25 dakika sonunda havanın kararması nedeniyle sonraki güne ertelendi. Ertesi gün olaylı başlayan ve olaylı şekilde sona eren iki saatlik mücadele neticesinde Mustafa Yıldız yeniden Başpehlivan oldu.

Kaynak: Milliyet

Şampiyonluğu sonrası gazeteye verdiği röportajda, “Hayat sürprizlerle dolu. İnsanın ne olacağı hiç bilinemiyor. Ölümden kurtuluşumun üçüncü yılında Kırkpınar’da başpehlivan oldum.” ifadelerini kullanarak geçirdiği zorlu günleri yâd etmekten kendini alamıyordu.

1985 yılında altıncılık elde eden Yıldız, kısa süre sonra madalya ve kupalarla dolu güreş kariyerine son verme kararı aldı.

Bir süre Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde kule hakemi olarak görev yaptı. Başpehlivan, 2001 yılında hayata gözlerini yumdu.

Geçtiğimiz yıl Aksihar Belediye Meclisi oy birliği ile aldığı kararla Mustafa Yıldız’ın heykelinin karar verdi.

Ne Demişti? Geçtiğimiz yıllarda söylenmiş ve hafızalarda yer etmiş sözleri derledik. Buradan.